Günlerimiz – Hayatın Kıvamı

FROZEN TEMALI PASTA

betul — Wed, 24 May 2017 14:19:00 +0000

Öykü için uzun araştırmalardan sonra, hem de bambaşka bir şeye karar vermişken birden bu temayı fark ettim. Hatta malzemelerim de diğer temaya göre alınmıştı, ona rağmen eksikleri başka yerlerden tamamlayarak frozen temasını da başarı ile sonlandırdım.

Pastada ne olmayacağına karar vermek kolaydı, çünkü diğer çocuklardan farklı olarak çikolata sevmiyordu. Ona daha fresh şeyler yapmak lazımdı. O yüzden portakallı pandispanya ve vanilyalı krema kullandım.

Frozen temalarında en çok kullanılan Elsa ve Olaf var. Ben de figür yapmayı çok fazla beceremediğim için diğerini seçtim. Ama olayın frozen olması için buzlu bir ortam lazımdı. Buzlu ortamı yapmak için daha önce denenmiş ama başarılı olmamış bir projeyi denemem lazımdı.

Malzemeleri bir araya getirip kaynatmak. Çok basit gibi duruyor değil mi? Bana da öyle gelmişti. Ne kadar zor olabilir ki? Sadece 300 F ‘ı bulmaktı problem. İlk kaynatma ve soğuması için bekleme sırasında ben pastanın epey bir kısmını tamamladım. 1 saat diyordu ama belki daha geç soğur diye düşündüm ama olmadı. Malzemem de çok fazla değildi, ben de aynı malzemeyi bira daha kaynatmaya karar verdim. Bu sefer çabuk soğuması için buzluğa koydum. 15 dakika sonra buzluktan çıkardığım şey tam da istediğim gibiydi. O ara başka bir işi tamamlamam gerekiyordu. Biraz bekleyince bir de baktım ki belki koyu ama cam gibi olmamış.

Ama en azından yeniden kaynatılabildiğini öğrenmiş oldum. Son denemede reçel yapar gibi içinden az bir miktar alıp soğutmaya karar verdim. Böylece istediğim kıvamı yakaladığımda kaynatmayı bırakacaktım. İşte bu son deneme başarılı oldu. Bir de baktım, çay kaşığının ucundaki parça donup kalmış. Üstelik bu seferkini tepsiye değil d içine pişirme kağıdı serilmiş olarak döktüm, iyi ki de öyle yapmışım. Bırakın 1 sati 15-20 dakika içinde buz şeklini alıverdi. Ve aynı resimlerdeki gibi çekiçle kırmak zorunda kaldım. Altına serdiğim pişirme kağıdı sayesinde de tepsiden kolaylıkla çıktı.

Buz içindeki Olaf’ı yapmak için de tart jöle kullandım. Çünkü satılan ve renksiz tek jöle oydu. (en azından benim elimin altındaki) 3 paket jöleyi üzerindeki miktar sudan biraz azaltarak ve içine mavi jel boya katarak pişirdim. Servise yakın bir zamanda da üzerine Olaf’ı yerleştirdim.Neden mi? Çünkü daha önce koyduğum bir süre sonra erimeye başladı da ondan !

Cupcake istemediği için Oreo bisküvilerin üzerine kar taneleri koydum.

Karda erimiş Olaf görüntüsü için de sütlü tatlı pişirip kol, bacak ve gözleri serpiştirdim.

BUZ KALIPLARI TARİFİ:
470 gr su
300 gr mısır şurubu
80 gr toz şeker
0.8 gr krem tartar
1 çay kaşığı vanilya
3 damla mavi renk
YAPALIM:

Tüm malzemeleri tencereye koyup karıştırarak kaynatın.
Göz göz olunca ocağı kısıp kaynatmaya devam edin. Epeyce koyulaşacak, kıvamının olup olmadığını anlamak için çok az bir miktar alıp bir tabağa koyun ve dakikalar içind katılaşıyorsa olmuş demektir.
Altına pişirme kağıdı serilmiş, kağıdı kenarlardan sarkan bir bir tepsiye dökün ve düz bir yüzey olmasını sağlayın. 10-15 dakika içinde soğuyup katılaşacaktır. Katılaştığından emin olunca kağıt yardımı ile tepsiden çıkarıp sert bir cisim yardımı ile ( çekiç bile olabilir) dilediğiniz büyüklükte kırın. Artık bu aşamadan sonra erime ya da şekil değiştirme olmayacaktır.

SERPİL 2016

betul — Wed, 05 Oct 2016 08:45:00 +0000

Arkadaşlarımın emeğini değerlendirelim, başkalarına da fikir olsun diye yayınlayalım. Belki biraz geç oldu ama geç olsun da güç olmasın deyip anlatalım.

Börülce Salatası

Kırmızı Lahana Salatası ve biber dolması

Mercimekli Pilav

Kremalı Kek

Kedi Dili Muhallebi , turşu

Üst katta Tahinli Kurabiye, alt katta Dereotlu Kurabiye

Peynirli Börek

NERİMAN 2016

betul — Wed, 18 May 2016 10:33:00 +0000

Kişi sayısı az olunca aynı sofralarla birkaç kez buluşuyoruz. Yine Nerimancığımda, şık bir sofradayız. Bakmayın öyle Nerimancığım dediğime, aslında aramızda yaş farkı büyük ama ben hiç bir zaman bunu hissetmedim. O her zaman benim en iyi dostlarımdan biri oldu, hatta bazen de dert ortağım. Arada bir de yaşının verdiği tecrübesi ile benim önümü daha iyi görmemi sağladı. Bu güzel dostluğun ve arkadaşlığın daha uzun yıllar devam etmesi dileği ile menüsünü paylaşıyorum:

Mantı

Patatesli rulo salata

Karamelli ve çikolatalı kup

Kabaklı cevizli salata

Yaprak dolması ve patatesli börek

Çilekli pasta

Kurabiye

ESKİMEYEN DOSTLARLA 2016

betul — Thu, 28 Apr 2016 06:05:00 +0000

Ufak çaplı bir gün için az miktarlı bir menü hazırlamıştım. Çok kalori var demesinler diye de isteyenler için ıspanaklı, kalorisi yok denecek kadar az ıspanaklı salatamdan yapmıştım. Bu yeşillikler, çer çöp ne böyle diyenler için de çikolatalı karamelli bir pastam vardı. Eskilerden bir kurabiye ve farlı bir şekilde mayalı poğaçalarla tamamlamıştım.

Karamelli Pasta

Rüzgar Gülü Poğaça

Mozaik tabanlı Tavuk Göğsü

Peynirli Çörek

Elmalı Ispanaklı Salatası

Portakallı Kurabiye

FERHAN 2016

betul — Wed, 27 Apr 2016 08:09:00 +0000

Başrolü poğaçaların süslediği bir soframız var. Poğaçaların sırrı hem mayalı hem de sodalı olmaları. Göze ve damağa hitap eden sofra ve ayrıntıları burada…

Sodalı Poğaça

Peynirli Börek

Kısır

Elmalı Kurabiye

Muzlu Pasta

Kemal Paşalı Muhallebi

Yaprak Sarması

Turşu ve patatesli börek

MELİKE 2016

betul — Tue, 01 Mar 2016 07:29:00 +0000

Yine güzel bir sofra sunumu ile karşı karşıyayız. Bu sofraya otı-uralı uzun zaman olduğu için ayrıntıları çok fazla hatırlayamıyorum. Ama o kadar özenli bir sofra ki ayrıntılı fotoğrafları da vermeden geçmek istemedim.

Ispanaklı gül böreği…

Mayalı boş poğaçalar ama yanında peynir, domates ve de acılı domates sosu ile birlikte…

İki çeşit kurabiye tatlı menüsünden…

Tel şehriye salatası…

Mercimek köftesi…

Çörekler…

Şerbetli ve sütlü tatlı…

YİNE NERİMANCIĞIMDAYIZ…

betul — Tue, 16 Feb 2016 08:27:00 +0000

Kendi güzel, gönlü güzel arkadaşımın böyle cicili bicili, çiçekli sofralarını çok seviyorum. Bu açıdan da çok güzel gözüküyor…

İşte Neriman’ın harika börekleri…

Bunlar da ay çörekleri…

Yaprak sarmasız da olmaz…

Bu tahinli cevizli tatlıya ben de bayılıyorum. Yapımı da oldukça kolay…

Uzun zamandır ayva tatlısı yememiştim, çok da iyi oldu…

Minik un kurabiyeleri…

YİNE BİR GÜN YENİ BİR GÜN

betul — Thu, 10 Dec 2015 12:05:00 +0000

Karlar bastırmadan önce son günlerden biriydi. İyi ki de o zaman gitmişiz. Şimdi bunca kardan sonra Kuzeykent’e biraz zor çıkardık diye düşünüyorum. Gayet sakin bir gündü. Erkenden gittik, hatta acaba biraz oyalansak mı diye de düşündüm yolda. Ama artık hava erken karardığı için gezmelere erken başlamakta fayda var. Tabii bizim Serpil her şeyi erkenden hazırlamış, hatta soframızı bile kurmuştu. Bir de sıcak, taze çay, başka ne isteriz ki.

Bizim için görseli çok iyi bir köşede hazırlık yapmıştı. Zaten evin hemen hemen her duvarında böyle güzel resimler asılı. Çünkü eşi Hüseyin Bey harika puzzle’lar yapıyor. Bu duvardaki küçük boyutlardan biri. Üstelik her bir puzzle o odanın konseptine de uygun yapılmış. Mutfaktaki ile oturma odasındaki birbirinden tamamen farklı. Hele bir de son olarak bitirdiği bir Venedik resmi var ki harika.

Mutfağın bu köşesi hem bu güzel sofra için hem de sohbet için çok uygundu. Bu sefer salatalardan başlıyorum. Neden mi çünkü ilk olarak salatanın fotoğrafını çekmişim de ondan. İlk salatamız şehriyeli salata.

Neden ilk diyorum, çünkü bir salata daha var: Gerçek çerkez tavuğu. Ben yalancısıyım, Serpil öyle söyledi.

Tuzlulardan devam, peynirli çörek.

İşte benim için bu sofranın favorisi: Kıymalı börek. Sanırım Öykü de aynı fikirdeydi ve bundan epey yedi.

Önceki yediklerime göre biraz büyük, biraz sosu az ama kendileri imam sarığı oluyorlar.

Tarçınlı kurabiye.

Turşu ve yaprak sarması artık bazı sofraların rutinlerinden…

Bir de çok güzel süslenmiş kuru biber dolması. Ama o kadar çok çeşit var ki insan hepsini birden tadamıyor.

Sohbetlerin güzelliğinden midir, çayın tazeliğinden midir, yoksa yapılan çeşitlerin lezzetinden midir bilmiyorum ama böyle zamanlarda içtiğim çayın haddi hesabı olmuyor. Hesabını da tutamıyorum, yeter artık da diyemiyorum. Neredeyse sofradan kalkana kadar, hatta bazen kalktıktan sonra da bir tane keyif çayı içip duruyorum. Sebep ne olursa olsun haftaların yorgunluğu, günlerin stresini o sofralarda bırakıp rahatlamış bir şekilde evimize geri geliyoruz. Bunu hangi terapist bu kadar iyi yapabilir ki?

ESKİMEYEN DOSTLARLA BİRLİKTE

betul — Mon, 30 Nov 2015 07:22:00 +0000

Her ne kadar havalar soğumadan ve bahçede toplanmayı istesek de yine olmadı. Gerçi bir ara havanın ısınmasını fırsat bilip kabanlarla da olsa çıkıp oturduk ama günümüzün çoğu evde geçti. Gerçi sohbet güzel olunca pek de mekanın önemi kalmıyor.

Menüyü hazırlarken yine iki tatlı, iki tuzlu, bir de salata olarak düşündüm. Tatlılardan birisi pasta ya da kremalı bir tatlı oluyor. Benim seçimim de çoğunlukla pastadan yana oluyor tabi. Denemediğim bir pastayı yapmak istedim. Ne zamandır Red Velvet yapmak istiyordum. Resimlerini görseniz siz de bayılırsınız. Kıpkırmızı bir pasta, üzeri de içindeki kekten artan parçalar ufalanarak süsleniyor. Kırmızılığı yapmak için de gıda boyası kullanılmış. Ben de organik olsun diye neden pancar suyu kullanmayayım ki dedim. Oysa daha dün bir tarifi seyrederken pancar suyunun böyle keklerin içinde piştiğinde rengini kaybettiğini öğrendim. Bunu o zaman bilseydim başka bir asta yapardım. Ama bu sayede rengi kırmızı olmayan ama lezzetli bir pandispanya tarifim oldu. Tarifin ayrıntıları burada.

Tatlının ikincisi instagramda gördüğüm ve görüntüsüne bayıldığım bir kurabiye idi. Zaten bir tatlı kremalı ise ikincisi kurabiye olmalı benim için. Ve ortaya yine ilk denemesi ile Yanardağ Kurabiye çıktı. Onun da tarifi burada.

Tatlılardan başka bir de atıştırmalıklar yapıyorum bazen, kahvenin yanında içmeye veya masa hazırlanmadan önce tatlı isteğini bastırmaya. Bunlar genelde küçük boyutlu kurabiyeler fala oluyor. Bu sefer de karamelli ve çikolatalı bir kurabiye yaptım.

Tuzlularda tercihim bir börek, bir de kurabiye ya da poğaçadan yana oluyor. Birini peynirli yaparsam diğerini de zamanına göre ıspanaklı, patatesli veya daha değişik olarak yapıyorum. Bu sefer böreğim de tavuklu oldu, tavuklu muska böreği.

Tuzlu kurabiye olarak da cevizli zeytinli bir kurabiye yaptım.

Salata olarak da buğdaylı bir salata tercih ettim.

O gün tadına baksınlar diye siyez ekmeğimden de pişirdim, yanına da sade olmasın diye acılı ezme yapıverdim.

DOSTLAR SOFRASI

betul — Wed, 25 Nov 2015 12:26:00 +0000

Bakmayın öyle hemen ikinci günün Ayşe’de olduğuna, aslında bu taaa geçen seneden kalma bir gündü. Ayşe’nin yeni evini ıslatmak için de bahaneydi. Aslında bu kadar çok geikmemizin sebebi de bu taşınma işleriydi.

Toplanmamızdan birkaç gün öncesinde siyez ekmeği konulu konuşmalarımız epeyce oldu, benim de en son olarak yaptığım tarif çok güzel tuttuğu için onlara bir sürpriz ile ekmeği yapıp götürdüm. Un bizim Kastamonu’dan ama tarif çok uzaklardan geliyor. Tabii ki oralarda siyez unu yok, onlar tarifi çavdar unu ile yapmışlar. Ben de kızım sayesinde Türkçeye çevirip kendi unumza uyarladım. Ortaya çok güzel organik bir ekmek çıktı. Yine sıcak sıcak yensin diye son saatlerde pişirip götürdüm. En az Vildan’ınki kadar beğenildi.

Ayşe de o gün aynı undan poğaça yapmıştı. Sanırım unundan kaynaklanıyor, çok lezzetliydi.

O günkü sofrada en çok sevdiğim şeylerden biri de bir Mersin’li olarak çiğ köfteydi tabii. Benim için acısı da tam yerindeydi, yapanın ellerine sağlık…

Bu tatlının adı gelin çantası. Adı gibi kendi de güzel. İkiye katlarken biraz kırılmış olması hiçbir şeyi değiştirmez.

İrmikli şerbetli tatlı, şerbeti güzelce çekmiş, biraz şekerpareyi andırıyor.

Böreksiz olmuyor tabi ki.

Gelelim salatalara. Ayşe biraz abartarak iki çeşit salata yapmıştı. Birisi şehriyeli salata:

Diğer salata benim için tam bir favori oldu, ekmekle birlikte yemeye bayıldım. Aslında bildiğimiz havuçlu salata görünümünde ama yemeye başlayınca farkı anlıyorsunuz. Çünkü içinde lezzetine lezzet katan közlenmiş patlıcan ve biber var. İşte muhteşemliği onlar sağlıyor. Yine sarımsaklı yoğurt ve biraz da mayonez var.
Son olarak bir de sütlü tatlımız var.