DOSTLAR SOFRASI

   Bakmayın öyle hemen ikinci günün Ayşe’de olduğuna, aslında bu taaa geçen seneden kalma bir gündü. Ayşe’nin yeni evini ıslatmak için de bahaneydi. Aslında bu kadar çok geikmemizin sebebi de bu taşınma işleriydi.
   Toplanmamızdan birkaç gün öncesinde siyez ekmeği konulu konuşmalarımız epeyce oldu, benim de en son olarak yaptığım tarif çok güzel tuttuğu için onlara bir sürpriz ile ekmeği yapıp götürdüm. Un bizim Kastamonu’dan ama tarif çok uzaklardan geliyor. Tabii ki oralarda siyez unu yok, onlar tarifi çavdar unu ile yapmışlar. Ben de kızım sayesinde Türkçeye çevirip kendi unumza uyarladım. Ortaya çok güzel organik bir ekmek çıktı. Yine sıcak sıcak yensin diye son saatlerde pişirip götürdüm. En az Vildan’ınki kadar beğenildi.

Ayşe de o gün aynı undan poğaça yapmıştı. Sanırım unundan kaynaklanıyor, çok lezzetliydi.

   O günkü sofrada en çok sevdiğim şeylerden biri de bir Mersin’li olarak çiğ köfteydi tabii. Benim için acısı da tam yerindeydi, yapanın ellerine sağlık…

   Bu tatlının adı gelin çantası. Adı gibi kendi de güzel. İkiye katlarken biraz kırılmış olması hiçbir şeyi değiştirmez.

İrmikli şerbetli tatlı, şerbeti güzelce çekmiş, biraz şekerpareyi andırıyor.

Böreksiz olmuyor tabi ki.

Gelelim salatalara. Ayşe biraz abartarak iki çeşit salata yapmıştı. Birisi şehriyeli salata:

   Diğer salata benim için tam bir favori oldu, ekmekle birlikte yemeye bayıldım. Aslında bildiğimiz havuçlu salata görünümünde ama yemeye başlayınca farkı anlıyorsunuz. Çünkü içinde lezzetine lezzet katan közlenmiş patlıcan ve biber var. İşte muhteşemliği onlar sağlıyor. Yine sarımsaklı yoğurt ve biraz da mayonez var.
Son olarak bir de sütlü tatlımız var.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir