DOĞU KARADENİZ GEZİSİ 1. GÜN: UZUN BİR YOLCULUK

    Doğu Karadeniz gezimizin ilk günü. Bir değişiklik yaparak gideceğimiz son noktaya kadar gidip gezerek geri dönmeye karar verdik. Ama benden size tavsiye bizim bu fikrimize uymayın. Bu şekilde yolculuğa başlamak çok yorucu oluyormuş çünkü. İlk gün güzergahımız Kastamonu-Trabzon Maçka idi. Harita üzerinde 673 km. Havalar çok sıcak olduğundan sabah erken çıkmayı ve serinlikte epeyce yol gitmeyi planlamıştık ama sabah 9’dan önce yola çıkamadık. Öyle olunca da gayet sıcak bir havada yolculuk etmek zorunda kaldık.
    Yol uzun olunca bir mola vermek gerekiyordu. Samsun-Ordu yolu üzerinde Çarşamba’da Midilli Restaurant’ta ilk molamızı verdik ve öğle yemeğimizi yedik. Burada pide meşhur dediler ve her çeşitten pide yedik. Pideler açık ve kapalı olarak yapılıyordu. Kapalı ve kaşarlı pide güzeldi ama kıymalısını ben beğenmedim.

 Açık pidelerden de kaşarlı ve kuşbaşılısını denedik, ikisi de güzeldi. Yalnız servis biraz kötüydü. Ortamı güzel, geniş bir arazide, çok emek verilerek yapılmış bir restaurant olmasına rağmen garsonlarının biraz daha deneyime ve eğitime ihtiyacı vardı.

    Buradan tekrar yola çıkarak Ordu’ya kadar geldik. Normalde buradan sonra hiç ara vermeden Maçka’ya kadar gitmemiz gerekiyordu. Ama karşı taraftan, Giresun’dan doğru gelen arkadaşımla buluşmak için küçük bir mola da Ordu’da verdik. Bu arada yol da Ünye ve Fatsa’da oldukça kalabalıklaştı ve kırmızı ışıklar arttı, sıcakla da birleşince sıkıcı bir yol oldu.
    Ordu’dan sonra hiç durmadan Giresun ve oradan da Trabzon’a geldik. Artık yol iyice yorucu olmaya başlamıştı. Fakat o gün için Sümela’yı gezmeyi planladığımız için gezimizin son durağı Maçka olarak planlanmıştı. Yolun biraz uzun sürmesi ve verilen molalarla Maçka’ya geldiğimiz saatte Sümela’yı gezmek mümkün olmadı. İyi ki de olmamış, çünkü ertesi gün erkenden yapılan gezimiz çok daha iyiydi.

     Akşam yemeği için Saklıbahçe Restaurant’ta gidecektik ama akşam karanlığında zar zor bulduğumuz Saklıbahçe maalesef kapalıydı. Biz de kaldığımız İpekyolu Park Otel’de açık büfe yemek yedik. O gece orada kalan turlara özel miydi bilmiyorum ama canlı müzik de vardı. Biz çok yorgun olduğumuz için yemekten hemen sonra odalarımıza çekildik ama oradaki grup çok eğlendi.Yemekleri de güzeldi. Hatta Hamsiköy’e gitmeden, oradan getirilmiş Hamsiköy sütlacının da böyele tadına bakmış olduk. Güzel ve lezzetli yapılmış fırın sütlaçtı. Sabah kahvaltı biraz zayıftı ama iyi bir oteldi.

2 Yorum

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir