DENİZ’İN DOĞUM GÜNÜ

    Deniz’in bu ikinci doğum günü. Yine çok öncesinden geleceğime ve pastasını yapacağıma söz vermiştim. Sözlerimin ikisini de tuttum. Geçen seneden aldığım dersler sonunda pastayı Kastamonu’da yapıp getirdim. Biraz zor oldu ama değdi. Bu senenin geçen seneden farkı artık deniz’in de olayın bilincinde olması idi. Hatta konseptimiz Hello Kity olmasına rağmen Çilek Kız’ı da o seçmiş. İkimizin de istediği oldu ve bazı şeyler Hello Kity’li iken bazıları Çilek Kız’lıydı.

    Bu seferki pastamızın hikayesi oldukça uzun, hem de 240 km kadar. Ben de kendime inanamıyorum, çünkü pastayı Kastamonu’da yapıp Ankara’ya otobüsle taşıdım!

    Aslında hep beraber geleceğimiz doğum gününe son anda yalnız Begün’le ikimiz kalınca, üstelik iki gün önce Ilgaz’a kar yağdığını öğreninc mecburen otobüsle gitmek zorunda kaldık. Pastayı Ankara’da yapmaya da vaktim yoktu. Ben de yaptıktan sonra taşıma riskini göze alıp pastayı güzelce kutuladım ve etrafına buz kalıpları yerleştirip otobüsün bagajına koydum. Aklım yol boyunca hep oradaydı. Her virajda başına birşey gelecek diye korktu ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi ve pasta sağ salim Ankara’ya ulaştı.
     Pastalarıma mum takılmasından pek hoşlanmam ama bu mumlar çok sevimliydi, pastaya da fazla zarar vermiyordu. Rengi de tam pastaya uygundu. 
     Evin düzenlemesini kardeşim bizzat ve çok özenle hazırlamıştı.  Deniz’in çok sevimli, hep gülen yüzü masadaki her ayrıntıda vardı: Amerikan  servisler, peçetelikler, bardakların üzerindeki stikerlar, patlamış mısır kapları, hatta içme suyu şişeleri bile.
     Pasta konsepti Hello Kity olmasına rağmen Deniz’in Çilek Kız sevgisi de düşünülmüştü ve iki pembe şeyden pespembe bir masa ortaya çıkmıştı. Havada da uçan balon hissi verilmiş, pembe ve Deniz’in en çok sevdiği mor renkte balonlar.
Gelelim yiyeceklere. Annem torunu için mahlepli simitler yapmış.
     Yine anneannesinden kurabiyeler. Annemin uzun uğraşlar sonunda yaptığı kurabiyeler sepetine özenle yerleştirildi. Son anda yetişip benle Begüm de  kurabiyelerin süslenmesine katkıda bulunduk.
     Deniz’in en çok sevdiği pasta çeşitlerinden biri de süslü cupcakeler. Hele ki böyle üzerinde krema  da olunda daha bir bayılıyor. Annesi de bunu düşünmüş sanırım.
Kıymalı börek, poğaça ve hindistan cevizli tatlı.
    Çocukların uyku zamanı olmasın diye partiyi öğleden sonra yapmıştık. Bu misket köfteler de öğle yemeği niyetine, aç olanlar için atıştırmalıktı.
Bu güzel tatlının içinde de yemişler ve bisküvi vardı, üzerinde de çilekli sosla hafif bir tatlıydı.
    Herşeyi sıraya dizerken fark ettim ki iki güzel şeyi fotoğraflamayı unutmuşum. Ama kesinlikle benim suçum değil, ikisi de sofraya sonradan konmuştu. Birisi ıspanaklı bir kekle yapılmış ve arası krem şanti ile süslenmiş bir tatlı, diğeri ise Deniz’in Hatice ablasından özenle sarılmış yaprak dolmaları. Hatice tam bir tencere dolusu ve incecik sardığı dolmalar gerçekten lezizdi. Yaprağı da incecik ve güzeldi. Özellikle Deniz ve Begüm gidip gelip ondan yediler. Hiçbir fotoğrafta bulamadım, yoksa mutlaka onu da resimleyecektim. Bir daha ki sefere inşallah.
hayatın kıvamı
Nice yaşların olsun Denizciğim. Ömrün boyunca yüzün hep böyle yüzün inşallah.

1 Yorum

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir